Kadın yazılımcıları ne kadar tanıyoruz?#3

Irem Karaoglu
4 min readNov 15, 2019

--

Merhaba, bugünkü konumuz için ben şahsen çok heyecanlıyım. Benim çok yakın zamanda öğrendiğim bir isim ve dünyaya kattığı teknolojiyi öğrendiğimde bu heyecanımı bir arkadaşımla paylaşmıştım. O da bunu başaranın bir kadın olmasına istemsizce şaşırmıştı belki de önceden üzerinde durduğumuz bilgisayar mühendisi/yazılımcı stereotipinden dolayı.

Kadın olduğu için benim de, arkadaşımın da şaşırmamıza birlikte üzüldük ama ben umuyorum ki bu algıyı hep birlikte yıkacağız. Aslında kadınların bu alanda ve her alanda varlıklarını kabul edip, neler kattıklarının bilincinde olacağız.

Evet, kime mi şaşırmıştık?

HEDY LAMARR

Hedy Lamarr; Hollywood yıldızı ve Wifi, Bluetooth ve GPS teknolojilerine kaynaklık eden bir teknolojinin yaratıcılarından.

Kendisi 1914 yılında o dönemin Avusturya-Macaristan’ında, Viyana’da doğar. 17 yaşında ilk filminde oynar ve oyunculuğa atılır. Büyüyünce Adolf Hitler için silah tüccarlığı yapan Yahudi Friedrich MandI ile evlenir.

Evliliği süresince askerlerin ve silah tüccarlarının bulunduğu birçok yemekli toplantılara katılır. Eşiyle katıldığı davetler ve eşinin fabrikası dışında evden çıkması kesinlikle yasaktır. Verdikleri davetlere dönemin neredeyse bütün bildik simaları katılır. Burada silah teknolojisi üzerine olan konuşmalar, kendisinin ilgisini çeker.

O zamanlar eşinden Almanların uzaktan kumandalı torpidolar yapmaya çalıştıklarını duyar, daha ilgilenir. Nazilerle görüşür, tartışır ve silah teknolojilerinin ayrıntılarını öğrenir. Freud, Mussolini ve hatta Hitler’le aynı sofralarda yemek yerler. Eşinin baskıcı tavırlarından ve Nazilerle yakınlığından usanır. Birkaç kez evden kaçmayı dener ve her seferinde daha sert güvenlik tedbirleri alınır. Malikane bir kaleye döndü derken hizmetçi kılığına girip, yanına bir bavul dolusu mücevheri de alarak Mandl’den kaçmayı başarır.

Hedy, Nazilerden nefret etmekte ve müttefiklerden nefret ettiği için hedefi değiştirilemeyecek torpidolar üretmek istemektedir. Avrupalı müttefiklere yardım ulaştırmak Amerika için en büyük problem olmaya devam eder. Çünkü Alman denizaltıları Amerika ile Britanya arasındaki suları tekelinde tutmaktadır. Yardım götüren binlerce gemi yaşlı kıtayı ufukta bile göremeden yok etmektedir. Churchill bile Alman denizaltı saldırılarının dehşetinden yakınır. Savaş boyunca bu saldırılarda 80 bine yakın insan ve 15 bin tona yakın malzemenin bu şekilde telef edildiği düşünülürse Churchill dehşete kapılmakta haklıdır. Almanlar tarafından hedefi değiştirilemeyecek torpidolar üretilmesi gerekmektedir. Dönemin teknolojisiyle tek bir radyo frekansıyla yönlendirilen torpidolar hedefe ulaşamadan düşman tarafından frekansı tespit edilerek imha edilmektedir. Hedy setlerden arta kalan zamanını bunu düşünerek geçirir.

Silah fabrikasında mühendislerle geçirdiği sıkıcı günlerde öğrendiği teknik bilgiler ve el altından silah almaya gelen kötü adamlarla yenilen sinir bozucu yemekler işe yarar. Ayrıntılara önem vermesi ve mükemmel hafızası da devreye girince çözümü bulur. Ancak bunu belli bir sistem haline getirmek için yardıma ihtiyacı vardır.

Komşusu besteci ve piyanist George Antheil’in teknik desteğini de alan Hedy Lamarr, otomatik piyanoların işleyişi yani delikli kağıt rulolara kaydedilen notalara göre müzik çalan piyanoların çalışma prensibinden faydalanmaya karar verir. Buradan yola çıkan ikili “frekans atlamalı yayılı spektrum” teknolojisini geliştirerek, 1942 yılında icatlarının patentini alır. Teknik torpidoyu kontrol eden telsize ait frekansların devamlı olarak değişmesine imkan vermektedir. Sistem aynı zamanda düşmanın telefonları dinlemesini de önleyecektir. Bu Almanya’nın en azından denizlerdeki hakimiyetini sona erdirmek demektir. Ancak buluşları Amerikan donanmasının ilgisini çekmez. İkilininkine benzeyen bir sistem, 1957 yılında başkaları tarafından transistör kullanılarak yapılmıştır. Ama Amerika Birleşik Devletleri, bu teknolojiyi 1962 Küba Füze Krizi’ne kadar göz ardı eder. O tarihte kullanıldığındaysa, süresi geçen patent yüzünden, ikiliye ücret ödenmemiştir. Lamarr ile Antheil’in buluşu daha sonra farklı amaçlarla kullanılıp, geliştirilmiştir.

Doksanlı yılların sonunda Kanada kökenli bir Wi-Fi şirketi kendisiyle bağlantıya geçer ve patent hakkı için kendisine hatırı sayılır bir ücret ödenir. Bu sayede hayatının son birkaç yılını zengin bir kadın olarak geçirir. İlerleyen yıllarda Hedy ile Antheil’ın buluşlarının savaş sanayi dışında kullanılması da söz konusu olur. Yapılan çalışmalar sonunda cep telefonu, Wi-Fi , GSM, Bluetooth ve GPS gibi çağımıza yön veren teknolojiler Hedy ve Antheil’ın icadı sayesinde geliştirilir. Hedy II. Dünya Savaşı’nda Yahudilerin kaderini değiştiremese de dünya tarihine iletişimde devrim yaratan icatların mucidi olarak adını yazdırır. 2000 yılında Florida’daki evinde hayata veda etmiştir.

Kendisi, özel hayatı ve oyunculuk kariyerine dair daha pek çok bilgiyi internette bulabilirsiniz. Oyunculuğuna, o dönemin şartlarına dair olaylı bir geçmişi var ve ben yazımda onlara değil; teknolojiye dair noktalara değinmek istediğim için yer vermedim. Hedy hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak isteyenlere “Hedy’s Folly: The Life and Breaktrough” ile Ruth Barton’ın “Hedy Lamarr: The Most Beautiful Woman in Film” gibi kitaplar araştırdığım sayfalarda önerilmiş. Kitap okumak istemeyenlere de BBC’nin hazırladığı “Extraordinary Woman” serisinin Hedy Lamarr bölümü önerilmiş.

Bu yazıyı da Hedy’nin sözüyle bitirelim:

Jack Kennedy her zaman bana şunu söyledi: Hedy, dahil ol. Yaşamın sırrı budur. Her şeyi dene, her şeye katıl, herkesle tanış.

Bu serinin önceki yazılarını da okumak isterseniz:

--

--

Irem Karaoglu

iOS Developer at Hepsiburada. Interested in technology, computer science, yoga and Italian culture. to read more: iremkaraoglu.com